DALAKÇI GENÇLİK Hayata dair

24.09.11

Yukarı
Dalakçı
Bir türkü
Ölmesin
Hayata dair
KIK Berlin
Ümmügülsüm Ablama
Konu Şehitlerimiz

 

 

40Yıllık Hayata dair  

01.04.2004

Önce evlendiğimizde hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan, hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız. Bundan sonra ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz. Kendimize, çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı,yeni bir araba alınca, güzel bir tatile çıkınca, emekli olunca, yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz.

 

Gerçek ise su andan daha iyi bir zaman olmadığıdır.

Eğer simdi değil ise ne zaman?

Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde, Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, Dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli,  yüreğini ferahlatacak; Yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak....   Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa,   Gerçekleştirmeyi denemeli!   Her geçen gece, ölüme bir gün  daha yaklaştığını;
zamanın bir nehir, Kendisinin bir sal olup da, O  dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.

Baş döndürücü bir hızla  geçi yorsa birbirinin aynı günler, Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve  giriliyorsa, Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri;   Küçük  şeylerle başlamalı belki; örneğin, Arabayı evde bırakıp otobüsle işe gitmek ve  bir kaç durak önce inip,  otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; Gördüğünü hissedebilmeli!   Sağlığını kaybedip, ölümle yüz  yüze gelmeden önce,   Değerli olabilmeli hayat!   İlla büyük  acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için! Başkasının  yerine koyabilmeli kendini; Ağlayan birine "gül", inleyen birine  "sus" dememeli! Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!
Su  adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz  kalarak! Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,   Derin  bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine... Güneşin doğuşunu  seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını... Karda,  yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; Öfkesine, isyanına  ortak olabilmeli doğanın!   Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir  gencin
düşlerinde geleceği; Bir yaşlının hatıralarında geçmişi  görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden  mutlu Olmayı beklememeli! Ama küçük, ama büyük; her hayal  kırıklığı, her acı; Bir fırsat yasamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı! Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç   Çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, Neşesizdir kahkahaların; Merhaba  dememişsen, anlamsızdır elvedaların...
Ne, herkesi düşünmekten  kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek yada hep almak için... Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil,
Söyleyecek  bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!   Aklı ve kalbiyle  katılabilmeli sohbetlere...
 Hafızası olmalı insanin; hiç değilse,  aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için!
Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları  olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak! Herkese yetecek  kadar büyük olmalı sevgisi;   Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin  ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin; Zaman bulabilsin;   Bir teşekkür, bir elveda için...
Yasam dedikleri bir sınavsa  eğer;   Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten; Ama, herkesi  sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan! Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi...    Zamanın  ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı...!

Hayatınız her zaman mücadelelerle dolu olacaktır. En iyisi bunu kabul edip, her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir. En sevdiğim sözlerden biri Alfred D Souza'ya aittir. Der ki; " Uzun zamandan beridir hayatin -gerçek hayatın- başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel,öncelikle erişilmesi gereken bir şey, bitmemiş bir iş, hizmet edilecek zaman,ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu engeller benim hayatımdı. " Bu görüş açısı, mutluluğa giden bir yol olmadığını gösterdi.

 

Mutluluk yoldur. Öyleyse sahip olduğunuz her anın kıymetini bilin ve mutluluğu, vaktinizi harcayacak kadar özel biriyle paylaştığınız için ona daha fazla değer verin. Unutmayın, zaman hiç kimse için beklemez. Öyleyse ; Okulu bitirene kadar, yengin olana kadar, Çocuklarınız olana kadar, Çocuklarınız evden ayrılana kadar, İşe başlayana kadar, Evlenene kadar, Cuma gecesine kadar, Pazar sabahına kadar, Yeni bir araba, Yada ev alana kadar, Borçları ödeyene kadar, İlkbahara kadar, Yaza kadar, Sonbahara kadar, Kışa kadar, Maaş gününe kadar, Şarkınız söylenene kadar, Emekli olana kadar, Ölene kadar....  kadar …. Kadar.

 

" MUTLU OLMAK İÇİN İÇİNDE BULUNDUĞUNUZ 'AN ' DAN DAHA İYİ BİR ZAMAN OLDUĞUNA KARAR VERMEK İÇİN BEKLEMEKTEN VAZGEÇİN... MUTLULUK BİR VARIŞ DEĞİL, BİR YOLCULUKTUR... MUCURDAN BAŞLAYIP DALAKÇIDA SON BULMAYAN. PEK ÇOKLARI MUTLULUĞU İNSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR , OYSA MUTLULUK İNSANIN BOYU HİZASINDADIR " YETİNEBİLMEKTİR MUTLULUK HEDEFLERİNDEN VAZGEÇMEDEN.

.............. Ali Bozdağ

 

Anasayfa | Dalakçı | Bir türkü | Ölmesin | Hayata dair | KIK Berlin | Ümmügülsüm Ablama | Konu Şehitlerimiz

Yenilik: 22.04.11